ecotora, 7 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiği Kirlenmiş Sahaların İncelenmesi ve İyileştirilmesi çalışmalarına ilave olarak ‘Sürdürülebilirlik’ sürecini dahil etti. Süreç hakkında detayları Çevre ve Sürdürülebilirlik Departmanları Yöneticisi Serkan İktü şöyle anlatıyor:
Ülkemizde, toprak ve yeraltı suyu kirliliği tespit, temizleme ve iyileştirme faaliyetlerinin Toprak Kirliliğinin Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmelik kapsamında yürütülmeye başlamasının üzerinden yaklaşık yedi yıl geçti.
Bu süreçte başta servis sağlayıcı firmalar olarak bizler, Bakanlık çalışanları, İl Müdürlükleri, Üniversiteler ve çalışmaların yürütüldüğü işletme sahipleri olmak üzere tüm paydaşların ciddi bir bilgi birikimi sağladığını düşünmekteyim.
Yeterlilik tebliği, ilgili yönetmelik ve kirlenmiş sahalar konusunda hazırlanan rehberler ile ilgili güncellemelerin de gündemde olduğu bu günlerde, bizlerin de gelişime açık firmalar olarak sürdürülebilirlik, karbon ve su ayak izi gibi güncel ve gün geçtikçe önem kazanan konuları gündeme almaya başladığımızı paylaşmak isterim.
Kirlenmiş sahaların sürdürülebilir iyileştirilmesi kapsamında atılan ilk adım
2020 yılında, İstanbul il sınırları içerisinde yürütmekte olduğumuz bir toprak ve yeraltı suyu iyileştirme çalışmamızı ISO 18504:2017 “Toprak kalitesi, Sürdürülebilir iyileştirme” standardı kapsamında yeniden değerlendirerek, saha çalışmaları sırasında iyileştirme sistemi ve işleyişinden kaynaklanacak sosyal etkiler, ekolojik ayak izi ve yaşam döngüsü değerlendirmesndeki sıcak noktaları (hot spot) belirleyerek projenin sosyal etkileri ve ekolojik ayak izi değerlerinin asgari düzeyde olması için çalışmaya başlamıştık.
Bu kapsamda İl Müdürlüğü’ne sunulan raporlarımıza ek, işleyişin sürdürülebilir olması adına yapılan çalışmaları, atılan adımları ve sonucunda elde edilen kazançları açıkladığımız bir ek rapor hazırladık.
İçinde bulunduğumuz 2022 yılı itibari ile yeni bir adım atma kararı aldık. Projelendirme ve saha uygulaması yapacağımız tüm toprak ve yeraltı suyu kirliliği iyileştirme çalışmalarının karbon ayak izini hesaplayıp, çalışmayı karbon nötr hale getirmek adına gerekli tüm adımları atmayı taahhüt ediyoruz.
Karbon ayak izi hesabı için öncelikli olarak ölçülebilir parametreleri belirleyerek basit bir hesaplama aracı oluşturmak için çalışmaya başladık: elektrik kullanımı, arıtma sisteminde kullanılan ekipmanların üretimi, kullanılan kimyasalların üretimi ve temini, yakıt kullanımı (saha ziyaretleri, sondaj işlemleri, kazı işlemleri), prosesler esnasındaki emisyonlar, vb. Bu araç sayesinde mevcutta kullandığımız iyileştirme yöntemleri için karbon ayak izini hesaplayabilmekte ve sonuçlarını müşterilerimizle, sağladığımız arayüz sayesinde şeffaf biçimde paylaşabilmekteyiz.
Her nasıl bir işletme, bir proses veya bir ürün için karbon ayak izi hesaplamaları yapılıyor ve raporlar hazırlanıyorsa, iyileştirme çalışmaları da başlı başına girdi ve çıktıları, çevresel etkileri olan bir süreç olduğu için bu etkilerin ortaya konması gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Bu sayede bir taraftan çevre ve insan sağlığı için olumlu bir adım atarken, diğer tarafta oluşturduğumuz olumsuz etkileri ortaya koymak ve iyileştirme hedefi belirleme çalışmalarında bu etkileri de dikkate alarak hareket etmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda çevreci bir yaklaşım ile iyileştirmekte olduğumuz sahaların sürdürülebilirlik yönünden şeffaf verilerini müşterilerimizle paylaşıyor, sahadaki süreçlerin her anlamda sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile uyumlu olmasını hedefliyoruz.
Bir diğer hedefimizde, yakın zamanda uygulanabilir iyileştirme yöntemlerinin bir çoğu için jenerik hesaplar yapıp, karbon ayak izini de iyileştirme yöntem seçim kriterleri arasına sokmak için adımlar atmaktır.
Çalışmalarımızda emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür eder, gelecekte yapılacak olan iyileştirme çalışmalarında karbon net sıfır gibi sürdürülebilirliğe destek sağlayacak parametrelerin bir seçim kriteri olarak değerlendirilmesini temenni ederiz.