ecotora | Terzi usulü sürdürülebilirlik çözümleri

Dünya İklim Günü

Dünya İklim Günü’nün amacı, insanların neden olduğu kirliliğin iklim üzerindeki tehlikeli etkilerini vurgulamak ve bu etkiler konusunda kamuoyunu bilinçlendirmektir.

İklim, dünyadaki yaşam kalitesi üzerinde belirleyici etkisi olan önemli bir doğal faktördür. Ancak sürekli gelişen tüketim odaklı alışkanlıklarımız iklimimizi, dünyamızı sömürmeye başladı bile. İşte tam da bu sebeple her yıl 15 Mayıs günü iklim üzerinde yarattığımız olumsuz etkilerin boyutunu daha açık ortaya koymak ve bu durumu tersine (pozitif yönde) çevirmek için neler yapabileceğimizi tartışmak üzere İklim gününü kutluyoruz.

İklim değişikliğinin bir sonucu olarak dünyanın birçok yerinde iklime bağlı (taşkın, hortum, yangın) afetler daha sık ve yoğun hale geliyor. Çoğumuz, nüfus artışı, kentleşme ve çevresel bozulmanın bir sonucu olarak gelişen birden fazla ilgili tehlikeye her zamankinden daha fazla maruz kalıyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemin en belirgin sorunu İklim Değişikliği. Bunu klasik bir ev sohbetinde bile kolayca duyabilirsiniz. Mevsim normallerinin dışında olan hava olayları son zamanlarda tüm dünya vatandaşlarının ilgisini çekiyor.

Asya Buzullarının Eriyor Olması 800 milyon Hayatı Tehlikeye Atıyor

İklim değişikliği nedeniyle Dünya ısınırken, buzullar eriyor. Araştırmalar, dünyadaki buzulların bilim insanlarının önceden tahmin ettiğinden daha hızlı yok olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, iklim değişikliğinin neden olduğu Asya’daki devasa buzulların küçülmesiyle yüz milyonlarca insanın suya erişmede sıkıntı yaşayabileceğini belirtiyor.

Genellikle Dünyanın “Üçüncü Kutbu” olarak anılan Himalayalar, yaklaşık 600 milyar ton buz kütlesi barındırıyor. Bu da onları dünyanın en büyük üçüncü buz ve kar birikintisi yapar. Buzulların hızla erimesi, (Çin, Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’ten Vietnam, Laos ve Kamboçya’ya kadar) bölgede zaten var olan akut su yönetim sorunlarının daha belirgin hale gelmesine sebep olabilir. Hatta bir örneği geçtiğimiz yıl Hindistan’da yaşandı.

Buzulların hızla erimesi geçtiğimiz yıl Hindistan’da sel, toprak kayması gibi doğal afetlere neden oldu. Bu buz dağının yalnızca görünen küçük kısmı. Buzullar mevsim normallerinde eriyip, oluşma sürekliliğine sahip olduklarında Asya’daki birçok tarla için sulama kaynağı ve milyonlarca insan için temiz su kaynağı oluyor.

Ancak hızla eriyen ve yerine yenisini koyamayan buzul tabakaları geleceği tehdit ediyor.

Araştırmacılar, Himalaya buzullarının son birkaç yüz yılda alanlarının yaklaşık %40′ını veya tahmini olarak 390 ila 586 kilometreküp buz kaybettiğini tespit ettiler. Üçüncü Kutup olarak anılan bölgede yaklaşık 800 milyon insan yaşadığından söz ediliyor. Bölgede yaşayanların çoğunun ana geçim kaynağının hayvancılık ve tarım olduğu biliniyor. Hızla eriyen buzulların mansap tarafında yönetilememesi birçok sorunu beraberinde getirecektir.

Buz dağının görünen kısmı günümüzde yaşanan çevresel ve dönemsel afetler olsa da uzun vadede su kıtlığı, sinsi yollarla ulusal ve uluslararası güvenlik sorunlarını beraberinde getirecektir. Sorunların yaşandığı bölgelerde tarım ve balıkçılık üretiminin azalmasına yol açan azalan kaynaklar, hem yaşam gereksinimlerinin hem de ekonomik beklentilerin küçülen bir havuzu üzerinde- genellikle ülke içinde veya sınırlar arasında hatta toplumlar arasında şiddete dayalı çatışma risklerini arttıracaktır.

Bu açıklamalar çok uzak bir ihtimal gibi görünse de çevresel sorunlar her zaman sosyal etkileri beraberinde getirmiştir. İnsanoğlu yaşamak için savaşmak üzere  donatılmıştır. Dolayısı ile Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin temelindeki fizyolojik ihtiyaçlarımızı karşılayamayacak ortamlarda bulunmak zorunda kalırsak sosyal sorunlar bizleri bekliyor demektir.

Bu distopik bir felaket öngörüsü; 15 Mayıs Dünya İklim Günü bu sorunlar olmadan bilinçlenmemiz, kişisel ve kurumsal adımlar atmamız yönünde bizlere hatırlatma yapıyor. Ecotora olarak bizler de aracıyız.

Kaynak

Ezgi Çilesiz
Tüm yazıları

Benzer Blog Yazıları

No posts found!