Bilgi her yerdedir, ancak zamanımızın birbiriyle ilişkili temel zorluklarını ele almaya çalışırken bilgelik yetersizdir; kontrolden çıkan iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin kaybı, doğal kaynakların tükenmesi, kültürün sürekli homojenleşmesi ve artan eşitsizlik.
Gezegenimizin içinde bulunduğu insanı merkeze koyan tutum ve alışkanlıkların farkında olarak bu döngüde bir sarsıntı yaratabilmek adına yıllardır şirket içi edindiğimiz net sıfır hedefli alışkanlıklarımızı bir hizmet haline getirdik ve yeni bir yola çıktık.
Bu yolda önceliğimiz doğa ile insan arasındaki ilişkiyi her iki tarafın faydasına ve kazancına çevirebilmek. Biz yıllardır edindiğimiz tecrübelerden biliyoruz ki siz doğaya el uzatırsanız, kesinlikle ödüllendirilirsiniz. Tasarruf önlemleri kapsamında elde ettiğiniz kazanç aynı zamanda hammadde israfınında önüne geçmenizi sağlar. Ya da geri dönüştürülebilir/kazanılabilir bir ürünün ekonomiye kazandırılması sürdürülebilirlik hedefinde bir adımdır. Elde edilen kazanç ne kadar döngüsel ekonomiden sağlanıyorsa o kadar bu iş başarılmış demektir.
“Sürdürülebilirlik bir yaşam biçimidir.” sloganıyla çıktığımız bu yolda hedefimiz; iş ortaklarımızın kaynaklarını verimli kullandığı, doğayla barışık, yatırımlarını ve teknolojik gelişimlerini doğru yönlendirdiği, insani ihtiyaçları karşılayabilme potansiyelini hem bugün hem de gelecekte koruyacak dengeyi sağlayabilecek altyapıyı oluşturmalarını sağlamaktır.
Bugün “sürdürülebilirlik” denildiğinde yalnızca çevresel bir kavram olarak anlaşılıyor. Ancak UNDP’nin belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 17 ana başlık ve daha fazla alt maddeden oluşuyor. Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden kendi ihtiyaçlarımızı karşılamaktır. Bu kavramda gizli özne “kaynak”tır. Sanılanın aksine kaynak yalnızca doğal kaynakları değil aynı zaman sosyal ve ekonomik kaynakları da barındırır.
Geçtiğimiz yıl Dünya Limit Aşım Günü 29 Temmuz olarak belirlenmişti. Bu demek oluyor ki insanoğlu yılın kalan 5 ayında bir sonraki yılın kaynaklarını tüketmek durumunda kaldı. Gezegenimiz tüm bu kirlilik yüküne rağmen tüm çabasıyla bizlere yeni kaynaklar sağlamaya çalışıyor. Bizde Ecotora olarak doğaya bir omuz verdik.
Gerçek zenginlik; ekolojik dengeyi gözeten, insani değerlere saygı duyan, yüksek memnuniyet seviyesinde bir ekonomi yaratmakta gizlidir.